Durma, Blog'da ARA!

21 Ocak 2017 Cumartesi

" FUJİFİLM İNSTAX MİNİ 8 " Ürün İncelemesi

Merhaba İnstax mini 8 almayı düşünenler ya da ona çoktan sahip olanlar! Hadi gelin beraber bu dünya tatlısı polaroid cihazımızı inceleyelim.




Önce herkesi cezbeden görüntüsü ile başlayalım. Ürün bana sevdiğim bey 💑 tarafından yurtdışından getirildi. Gördüğüm an sevinçten çıldırmıştım. Adeta bir oyuncak gibi değil mi?

İnstax mini 8; mavi, kırmızı, siyah, beyaz, mor, sarı gibi renklerle satışa sunulmuş. Bendeki rengi görselde gördüğünüz gibi pembe! Çok yumuşak ve açık bir pembe. Tüm renkleri birbirinden güzel ve insan hangisini alacağı konusunda gerçekten kararsız kalıyor. Eğer henüz almadıysanız şimdiden renk seçiminde kolay gelsin 🙆






Ürünün teknik özelliklerinden bahsedecek olursak;




Hadi beraber bakalım yandaki görselde numaralandırılmış bu iki butonun fonksiyonu ne?


1 numaralı buton; cihazını çalıştırmak için lütfen basınız!

2 numaralı buton; bastığınız an nur topu gibi polaroid fotoğrafınız olmuş demektir. Güle güle kullanın :)





Hadi makinemizi arkasına çevirelim orada neler varmış bir göz atalım ne dersiniz?

1 numaralı gösterge bize kaç filmimizin kaldığını gösteriyor. Filmi ilk yerleştirdiğinizde ilk çektiğiniz fotoğraf filmin koruma kalkanını çıkartıyor. Yani bomboş bir polaroid koruması birazdan göreceğiniz.. Ve bu koruma fotoğrafımızın çıktığı yerden atıyor kendini dışarı. Koruma kalkanı çıktıktan sonra dilediğiniz gibi filminizi harcayabilirsiniz! Aman ha harcarken dikkat etmeyi unutmayın. Sebebi az sonraa...
2 numarayı açıyor ve filmimizi içine yerleştiriyoruz. Şimdi ufak bir uyarımız var umarım hazırsınızdır! Eğer filmi taktıysanız lütfen 2 numaralı kapağımızı bir daha açmayınız. Çünkü açtığınız an birkaç filminiz yanıyor. Ve inanın bu durum insanı derin bir kedere sürüklüyor. 😢

3 numarada objektifimiz var. Uzun zamandır kullanmadığınız bu şirin objektifi özlediniz değil mi? saklamanıza gerek yok :)


Şimdiii ürünün üzerinde bahsedebileceklerim bu kadar değil? Şimdi fotoğrafı küt diye çekiyor muyuz bir ayarı yok mu bunun diye düşünüyorsanız. Tam da o noktayı anlatacağım hazır olun.

Makinemizin 4, hatta 5 adet modu var.

Ev şekline birinci modumuz diyerek başlıyorum. 

Birinci modumuz genelde İÇ MEKAN çekimleri için ideal olarak belirlenmiş.

İkinci modumuz BULUTLU

Üçüncü modumuz GÜNEŞLİ ve BULUTLU

Dördüncü modumuz GÜNEŞLİ ve PARLAK

Peki en sonda yer alan Hİ-KEY nedir? Cihazımızı bu moda aldığımızda daha yumuşak fotoğraflar elde ediyoruz. Portre çekimlerinde yüzdeki kusurları biraz tolere ediyor. Gerçi fotoğraflarınızda kusurlu bir cilt görmek çok zor çünkü flaş her halukarda patladığı için pırıl pırıl bir cilt görüntüsü oluyor. 

Evet yanlış duymadınız. Flaşı kapatmanın bir yolu yok. O her zaman parlayacak!

Peki hangi modda çekim yapacağınıza nasıl karar vereceksiniz? Bunun için makine kendi kendine karar veriyor. 

Siz cihazı açma tuşuna bastığınızda bu şekilde lensimiz öne ilerliyor. Ve ev modunda gördüğünüz üzere bir kırmızı ışık yanıyor. Bu şu demek; Benim için en ideal mod şu anda bu lütfen bu modda çek!

Yani bu modların önünde yer alan ve odaklanma aralığımızı belirten kısmı nerede ışık yanıyorsa oraya çeviriyoruz. 

Bir önceki görselde ev modunun üstünde yer alan minik noktayı görüyorsunuz. Işık yanan yere o noktayı objektifi çevirerek denk getiriyoruz. İşlem başarılı!







Fotoğraf çekme butonumuza bastığınızda üstteki bu kısımdan heyecanla beklemeye koyulabilirsiniz! Çünkü geliyooor geliiiyooor... Polaroidimiz geliyooor!












Polaroid fotoğrafınız belirdiğinde alın ve usulca onu bir kenara koyun. Beklemeye başlayın. Ben de ilk çıktımı aldığım zaman sallamaya başlamıştım. (Çünkü filmlerden böyle gördük! 😜) Ama sallamaya hiç gerek yok. Kendiliğinden usulca fotoğrafımız beliriyor. Şimdi gururla ben yaptım! ben çektim! diye onun belirmesini izleyin efenim. (Evet fotoğrafın arka yüzeyi siyah ve o bölge çıkmıyor. Sevgilim o kısmı sökmeye çalıştı diye sizde yaparsınız demiyorum. Elbette yapmazsınız! Benden söylemesi orasının doğalı o :) )







Şimdi teknik özelliklerimizden ve makineyi nasıl kullanacağımızdan bahsettik. Gelelim benim eklemek istediğim kısımlara... Özçekim nam-ı diğer SELFİE hayatımıza girdi bir kere! Her yerde -Pardooon bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz rica etsem? ' de denilmiyor. O yüzden biz kendi fotoğrafımızı çekmek istediğimizde kendimizi göremiyor oluşumuz tarifsiz acılara sürüklüyordu. Çünkü bi kere fotoğraf çekme butonuna bastık mıı! geri dönüş yok. Çıkana razı olmalısınız. Ben de buna ihtiyaç duyan tek ben değilimdir heralde dedim ve araştırdım. Elbette yalnız değildim ki bu ürünü üretme gereği duymuşlar. İşteee karşınızda özçekim aparatı! Ta ta ta taaaaaaaa!



Bu aparatı https://tr.aliexpress.com/ adresinden aldım. 1.79$ ve ücretsiz sevkiyat ile yaklaşık 10 günde elimdeydi. Bunu objektifimize yerleştiriyoruz ve yandaki minik aynacıktan kendimizi görüyoruz. Gerçekten işleri çok kolaylaştırıyor. Hemen buraya aparatı edindiğim linkide ekliyorum:








Aparatımızın takılı hali ise bu şekilde gözüküyor. İnstax mininin her rengine uygunu var. Farklı renkler alıp hoş bir kontrast da yakalayabilirsiniz :)





Şimdi asıl söz etmek istediğim ve size azzz sonraaa diyerek heyecana sebep olduğum kısım burası. Lütfen filmleri yakmamaya özen gösterelim ve o arkadaki kapağı içinde film varken açmayalım. Çünkü filmler gerçekten çok pahalı arkadaşlar ve indirimde bulmak imkansız. Her düzgün çıkmayan fotoğrafta içiniz sızlıyor. Ben sadece özel günleri fotoğraflamak için kullanıyorum! Fakirliğin gözü kör olsun. 😅 20 adet film fiyatı D&R gibi satış noktalarında 65 TL. ( Peki tam bu fiyatı kontrol etmek için D&R'ın sitesini ziyaret ettiğimde filmin indirime girmiş olmasına kaç puan. Resmen başka bir şey dilemeliydim.)




Birkaç alıntı fotoğraf eklemek istiyorum. Alıntılar http://heidiswapp.com/ adresinden eklenmiştir. Daha detaylı bir yazı için girip orayı incelemenizi öneririm.



Kameramızda BULUTLU modunda kırmızı ışık yandığı zaman; o moda değil de. Fotoğrafların altında gösterilen modlara alırsanız bu şekilde sonuçlar elde edersiniz.




Kameramızda GÜNEŞLİ ve BULUTLU modunda kırmızı ışık yandığı zaman; o moda değil de. Fotoğrafların altında gösterilen modlara alırsanız bu şekilde sonuçlar elde edersiniz.




Kameramızda İÇ MEKAN modunda kırmızı ışık yandığı zaman; o moda değil de. Fotoğrafların altında gösterilen modlara alırsanız bu şekilde sonuçlar elde edersiniz.

11 Ocak 2017 Çarşamba

"Dax Perfecta Slimfit" işe yarıyor mu?


Aylarca Gratiste bu ürünü elime aldım ve bıraktım. Nedense kullanmaya cesaret edemedim. Bir türlü almamamın sebeplerinden birincisi; bu gibi vaatlerde bulunan kremlere göre fiyatı biraz uygundu. Hep uygun olanı almak isteriz ama ucuz olduğu için kesin işe yaramaz demekten de alıkoyamayız kendimizi. Bu ne yaman çelişki a dostlar? 😀 İkincisi, selülit dediğin inatçı bir şey. Bu görüntünün yalnızca bir kremle düzeleceğine kendini inandıramıyorsun. (Ki zaten yalnızca bir ürünle tamamen düzeleceğine inanmamalısın da. En azından bu ürün için böyle. Opss.. Spoiler verdim..) 

Bu ürün Gratiste 3 renk olarak satılıyor. Mavi, yeşil ve turuncu. Ben turuncu olanı yani "Anti Selülit Sermunu" tercih ettim. Boyum 1,73, kilom ise 53 olmasına rağmen tam bir çikolata canavarı olduğum için bolca selülitim vardı. Onlarla yaşabiliyordum ama git gide diz bölgeme doğru minik minik selülitlerin yayıldığını gördüm ve işe yaramazsa yaramasın ben bu ürünü deneyeceğim dedim! Karar verdim, gittim, aldım! Ürünün vaatlerini kutusunun arkasında görmektesiniz. Size nasıl  ve ne sıklıkta kullanmanız gerektiği güzelce anlatılmış. Şimdi aşama aşama benim bunlara ekleyeceklerime ve tecrübelerime geçelim.

Kremin yapısı nasıl?

Oldukça mentollü. Sürdüğünüz an o bölge öyle güzel ferahlıyor ki anlatamam. Ben bu hissiyatı çok seviyorum.

İşe yaradı mı?

Evet.. Gerçekten işe yaradı.. Mucizevi bir şekilde tamamen geçmedi elbette ki. Biraz gerçekçi olalım. Ben 1,5 Ay kadar düzenli kullanmaya çalıştım. Ciddi anlamda bir sıkılaşma gözlemledim. İlerleyen zamanda yok denecek kadar az seviyede selülitim olacağını da hisseder gibiyim. Kim bilir belki tamamen kurtuluruz portakal kabuğu görüntümüzden 😎


Faydasını ciddi anlamda görebilmeniz için (bence) yapmanız gerekenler;

1. Bu tip bölgesel sıkılışatırıcı ürünlerin kullanımında düzenlilik ve süreklilik İNANILMAZ derecede önemlidir. Bir gün kullanıp bir gün kullanmamakla beklediğiniz etkiyi asla göremezsiniz. O yüzden lütfen düzenli kullanalım.

2. Uygularken lütfen masaj yapmayı unutmayın. O bölgedeki kan akışını harekete geçirmemiz lazım.

3. Ve gelelim en can alıcı noktaya. Selülitler vücudumuzda hiç çalışmayan bölgelerimizde yoğun olarak görülüyor. En büyük düşmanı ise SPOR! Bu tip bir kremi yalnız başına kullanırsanız yine bir sıkılaşma görülecektir. Fakat asıl etkiyi spor ile beraber uygularsanız görmeniz mümkün. Ben bu kremi bir takım pilates egzersizleri ile uyguladım. Sizlerle bu egzersizleri de paylaşacağım. Ama eklemek istediğim bir şey var. Ben bu ürünü araştırdığımda insanların ürünü sürüp yürüyüşe çıktığını okudum. Yürüyüş de mutlaka iyi gelecektir. Ama en etkili çözümün o bölgeleri çalıştırmak olduğu kanaatindeyim ve benim uyguladığım program aşağıdaki gibi;

İlk egzersiz programı tam bir selülit savar. Evde çok ama çok rahat yapabileceğiniz şeyler. Ben de evde yapıyorum sonuçta. Haftanın her günü bütün egzersizleri yapamıyorum ama 3. Resimdeki (SQUAT CHALLENGE) programı günü gününe takip ediyorum. Zaten çok vakit almıyor. TV izlerken bile yapabilirsiniz. Yeter ki isteyin! Hadi ben spor yapamam gelemiyorm böyle şeylere derseniz. Sürün kremi çarşı pazar yürüyün yahu! En nihayatinde hareket! Hareket her zaman iyi gelir :)
Dip not: Youtube evde egzersiz videolarıyla dolu! Aratın bence :)

Umarım faydasını görürsünüz! Selülitsiz günler dilerim 💜











Ne demek OJE ALERJİSİ?

İlk blog yazımla seni karşılıyorum. Aynı zamanda  beni blog yazamaya teşvik eden konu ta kendisidir!

Haydi ilk önce size bu oje alerjisini nasıl fark ettiğimden bahsedeyim. Uzun uzun yıllardır renk renk ojeler sürebilen bir insandım. Ta ki bu alerjiye kadar. Bir gün yine her zaman yaptığım gibi ojelerimi sürdüm. Bir günümü yeni ojelerimle geçirdim ve akşam uykuya daldım. Ertesi sabah uyandığımda parmaklarım inanılmaz derecede kaşınıyordu. Ve tırnak diplerim kızarmıştı. Hayda! ne oluyor bana diye epey kafa patlattım ama ojeden olabileceğini düşünmedim. Yine de ojelerimi çıkardım. Ellerimi çılgınlar gibi yıkayıp nemlendirdim. O kaşıntı geçsin diye yalvarıyorum resmen. Bir süre oje sürmedim. Ancak arkadaşımın nişan gününde muhakkak oje sürmem, kıyafetimi bütünlemem gerekiyordu bence! Neyse sürdük gene o mereti bir gün önceden. (Not: Bu oje alerjisi kendini ojeyi sürdükten 48 saat içinde gösteriyor. O yüzden hep ertesi gün kızarıp kaşındı ellerim.) Parmaklarım nişanda deli gibi kaşınmasın mı? Bu sefer ojeleri de çıkaramadım. Çünkü nişandayız! Zaten buna ojenin sebep olduğunu da düşünmüyorum o sıralar. Tırnak etlerimdeki kızarıklığa bir de parmak uçlarımdaki su toplamalar, benek benek kırmızılar eşlik etti. Artık fark etmiştim galiba oje bozuldu, bana zarar veriyor. Hala alerji aklımda yok. Kimin aklına gelir ki zaten. Elimin bu durumunu fotoğrafladım ve bir süre sonra doktoruma gösterdim. Senin oje alerjin var. 3 - 4 Ay oje sürme belki hassasiyetin geçer dedi ve gönderdi. Yani düzelebilir bir şeymiş. (Dip not: Üzerinden 3 ay geçti hala düzelmedi.) Ama beni bu süreçte kullanabileceğim başka alternatiflere yönlendirmedi. Ve alerjinin neden olduğuna dair hiçbir fikrim yok.



İşte yine canım google dediğim bir nokta! Hemen türkçe olarak arattım ama tatmin edici bir şey bulamadım. Galiba ülkede bir bende var bu durum diye düşünürken bir de ingilizce arat be Güneşciğim dedim... İşte o zaman ulaştığım yazılarla gayet oje sürmemizin mümkün olduğunu, yalnızca ciddi bir içerik kontrolü yapmamız gerektiğini öğrendim. Ve bazı oje markalarına ulaştım ama hiçbiri ülkemizde yok ve inanılmaz pahalı! Eskiden 5 lira bir oje için çok pahalıyken şimdi 40 lirada nedir yahu! Tabi ki alamazdım.

Ülkemizdeki kozmetik mağazalarını dolaşıp temiz içerikli oje arayışına geçtim ve işte o müjde şimdi geliyor! Watsons'da bulduğum SUNCOAT markası! Ben bu ojeyi her sürüşümde  "hiç yoktan iyidir ojesi" diyorum. Sebeplerine birazdan geleceğim.


Ürün açıklaması;
- 3 yaş ve üzeri çocukların -aile gözetiminde- kullanımına uygundur. +
- Vegan bir üründür. Hayvanlar üzerinde test edilmemektedir. +
- El tırnaklarında birkaç gün kalır. -
- Ayak tırnaklarında ise daha üzün kalıcılık söz konusudur.
- Soyularak çıkarılmalıdır. +,-
- Asetona ihtiyaç yoktur. +
- Tırnaklar ılık suda 3 dakika bekletildikten sonra tırnağın bir köşesinden soyulmaya başlanarak çıkartılır. +

Fotoğrafta gördükleriniz benim kullandığım renkleri. Diğer renkleri de zamanla deniyeceğim. Ama bu iki renk beni şimdilik kurtarıyor. Zaten çok aman aman renk seçenekleri de yok. Ürün açıklamasında yanına + koyduklarım olumlu bulduğum özellikler, - ler ise anladığınız gibi olumsuz özellikleri.

Kalıcılığı çok uzun değil. Zaten soyulabilen bir oje olduğu için ojeyi sürdükten sonra çok sert sürtünmelerden tırnağınızı korumanız lazım. Yoksa nur topu gibi bozuk tırnaklarınız olur. 

Ojeyi kesinlikle tek kattan fazla sürmelisiniz. Görüntü ne zaman içinize siniyorsa o kadar kat çıkın tırnaklarınıza. Çünkü bazı renkler gerçekten çok şeffaf.

Ojenin en olumsuz yanı sürdüğünüzde önüne geçilemeyen çizgi çizgi görüntüsü! Ama başka oje sürme imkanınız olmadığı için bu görüntüyü giderici çözüm yolları arıyorsunuz. Benim buna çözüm yolum ise Gratisden edindiğim bu harika törpü. (Ek bilgi: Alerjiden sonra tırnak yüzeyim bozulduğu için bu çizgi çizgi görnüm bende inanılmaz boyutlardaydı.)


Bu tip 4 bölümlü törpülerden hemen hemen her yerde satılıyor. O yüzden markasını kendiniz tercih edebilirsiniz. En son adımda parıl parıl tırnaklarınız olacak ve bu parlaklığı uzun zaman devam edecek. Tırnaklarındaki bu görünümü çok seveceksiniz. Tırnaklarımız artık dümdüz oldu ve çizgili görüntüyü bir nebze azalattık. Mutluyuz!

Bir de bahsetmek istediğim durum ojenin çıkarma aşaması. Ben sizlere ılık duş esnasında çıkarmanızı tavsiye ediyorum. Asla ama asla çıkmıyor deyip tırnaklarınızı kazımayın. (Yoo! ben öyle bir şey yapmadım. :) ) Tüm adımları doğru şekilde yaptığınızda hiç zarar vermeden oje tırnaktan ayrılıyor. Bence aseton kullanmıyor olmak çok güzel. Şimdilerde fark ediyorum aseton ne rahatsız edici bir kokuya sahipmiş..

Peki bu kadar zahmete değer mi? Başka çareniz yoksa, kimyasal ojelerin zararlarını henüz alerji olmadan fark etmişseniz, vegan bir ürün kullanmak istiyorsanız ve kendinizce başka sebepleriniz varsa deneyin derim. Fiyatı biraz tuzlu 10 TL gibi. Ben de o yüzden sadece 2 renk aldım şimdilik ve eskiden olduğu gibi çok sık oje değiştirmiyorum. Genelde ikinci adımda gördüğünüz törpü ile parlatıp ojesiz kullanıyorum.

Yazının sonuna geldiğimizde neden HİÇ YOKTAN İYİDİR OJESİ dediğimi anlamışsınızdır. Sıradan bir ojeyi kullanırken bu uğraşın %0,1'ini vermiyoruz. Ama piyasada başka alternatif yok. O yüzden tüm olumsuzluklara rağmen iyi ki varsın SUNCOAT!


Umarım bu yazımın size faydası olmuştur. Bir başka yazıda görüşmek üzere! Alerjisiz, sağlıklı günler dilerim 💜

Bi merhaba de bence!

Merhaba canım ziyaretçi,

Bu çok taze blog nedir? ne işe yarar? biraz bahsetmeliyim. Ben gerek bir ürünü satın almadan ürünü gerekse bir doktordan randevu almadan doktorun adını muhakkak googleda aratan biriyim. Ki böyle durumlarda bloglar gerçekten benim için birer nimet. Kararlarımı şekillendirmemde yardımcı oluyor ve sonuçtan da pişman olmadıysam benden mutlusu yok. Ancak her aradığımı da bloglarda bulmam mümkün olmuyor. İşte bu noktada ben neden yazmıyorum. Belki benimle aynı hususları merak eden birileri var ve onlara yardımcı olabilirim yazarak dedim ve buradayım! Sen de buradasın!

Bu blogda ne yazacaksın diye sorarsan... Ivır zıvır her şey... Kullanıp memnun kaldığım/kalmadığım ürünlerden tuttun, bir ayda okuduğum kitaplara, keşiflerime kadar her şey! Umarım aradığın burdadır ve sana yardımı dokunur.